Bizim nesil arasında Erzurumlu Naim Hocayı tanımayan yoktur. Allah(cc) Rahmet etsin. Hem iyi bir din adamı, hem de çok renkli, çok değişik, çok da sosyal birisiydi. Sırf halkla bütünleşebilmek ve halkla iç içe olabilmek için, futbolla da ilgilenmiş, hatta Erzurumspor yönetiminde görev bile almıştı. Vaazlarını halkı incitmeden ve kırmadan, her kesimin rahatlıkla benimseyebileceği ve kabullenebileceği şekilde nükteli olarak verirdi. Naim Hocanın, böyle güzel anlatımlı bir vaazını, kendi şivesiyle aşağıda takdirlerinize sunuyorum.Erzurumlu Naim Hoca hararetli bir vaaz veriyordu. Günah ve sevap konusunu anlatıyor, insanın günahı da, sevabı da bu dünyada kazanacağından söz ediyordu. Konuyu anlattı, anlattı, en sonunda şöyle dedi:"Bahın gözüm cemaat ! Günahnan sevap neye benzer bilir misiz? Hani yeni çıhmış bir maçine var ya, pangalara goymuşlar, böle gidir içinden para çekirsin..." Bu arada cemaatten biri "Hocam onun adı BANKAMATİK" diye ikazda bulundu. Naim Hoca tasdik ederek:" Temam, işte o matik var ya, ona gidir bir kart sohirsan, sonra bir gaç numara yazirsan. Eğerçi daha önce para yatirmişsan maçine hemen istediğin parayi veriir. Yoh daha önce para yatırmamişsan, maçine sene diyir çi:"Ula gavat, sen ne parasi yatırdın ki şimdi de benden istirsen? Hadi ordan ..ttir!.."İşte sevap da buna benzer. Eğer bu dünyada sevap yaparsan , öbür dünyada garşına gelir. Yapmazsan, heç bir şey bekleme!Din adamlarımızın vaazları bu şekilde olmalı. Halkın tepkisini almamalı ve itici olmamalıdır. İnsanların bir çoğu bazen Cuma namazlarına yeni yeni ısınmak veya yakın dostlarının ısrarı ile gelmekte, Vaaz veren Hocalarımızın bu tip cemaat üzerinde çok önemli olumlu ya da olumsuz etkileri olmaktadır. Dinimizin emir ve yasaklarını bilen Müslümanlar üzerinde hiçbir olumsuz etki bırakmayacak vaazlar, bazen cemaata yeni katılanlar üzerinde olumsuz etki yapabilmekte ve onların ömür boyu cemaatten tamamen kopmasına ve belki de şirke kadar varabilmesine vesile olabilmektedir. Onun için din adamlarımıza burada çok önemli görevler düşmektedir.Din adamlarımız kürsüde vaaz verirken cemaatin özellikle yeni yeni camiye gelmeye ve ısınmaya başlayanlarını göz önüne alarak, yumuşak sesle ve ürkütecek ve kaçıracak şekilde değil de, her kesimden cemaatin hoşlanacağı ve ürkmeyeceği şekilde vaazlarını yapması daha güzel olacaktır. Din adamlarımızın çoğunluğu camide vaaz verirken, önlerinde mikrofon olduğunu unutarak çok yüksek seste bağırmakta, yüksek sesin ve hiddetin etkisiyle Hocanın ne dediği anlaşılamamaktadır. Yapılan vaazların çoğundan da bu şekilde bağırmaktan dolayı hiçbir şey anlaşılmamaktadır. Bunun yanında birde çok şiddetli bir şekilde, dinimizin güzelliklerinden daha çok, öncelikle yasakları üzerinde durulmaktadır. Dinimizin emir ve yasakları mutlaka vardır. Ama, öncelikle dinimizin güzellikleri iyi bir anlatımla ve Naim Hoca ferasetiyle daha yumuşak üslupla anlatılırsa daha etkili olur diye düşünüyorum.Ben burada çok değerli Hocalarımıza yol gösterecek kadar kendimi yetkili ve bilgili hissetmiyorum. Hiçbir hocamızı tenkid etmek ve yermek niyetinde de değilim. Ancak bende bu toplumun bir ferdi olarak, kamuoyunda çokça konuşulan bazı meseleleleri haddim olmayarak dile getirmiş oldum. Bütün hocalarımızı tenzih ederek özür diliyorum.